Medeniyet Gençliği Eskişehir Gönüllüleri tarafından Kurşunlu Külliyesi de Yard.Doç.Dr. Mehmet TOPAL katılımı ile Kanuni Sultan Süleyman ve dönemini konu alan konferans gercekleştirildi.
Yard.Doç.Dr. Mehmet TOPAL konuşmasından bazı notlar ;
-Öncelikle gençleri tebrik ediyorum, gerçekten güzel ve hummalı bir çalışma içerisindeler. Medeniyet Gençliği adı altında kanuni Sultan Süleyman konferansı gerçekten güzel bir proje. Burada ki faaliyetlerinde bereketli geçmesini temenni ediyorum inşallah.
Şuan da hoş bir tesadüf ile kanuni döneminin eserlerinden Çoban Mustafa Paşa külliyesindeyiz. Ayrıca Ceddimiz Fatih Sultan Mehmet Han’ın doğumunun 581. yıldönümü buda hoş bir tevafuk, inşallah ruhaniyetlerinden istifade ederek güzel bir program yapacağımızı ümit ediyorum.
Konuşmama geçmeden önce tarihe bakış açımız nasıl olmalıdır. Bununla ilgili birkaç metodolojik cümle kuracağım. Bizim tarih metodistleri bizlere söyle bir önerme sunar: Tarih, istediğimiz kısımları alıp istemediğimiz kısımları reddede bileceğimiz bir alan değildir. O bakımdan tarih nasıl ceyeran etmişse tarihi anlatanlarda, tarihi yazanlarda buna bağlı kalmaları gerekir.
Tarih günümüzde ideolojilere kurban edilmiş bir alandır. Bir taraf tarihi figürleri tasdik edip kutsayan, bir taraf da reddi miras edip bu tarih bizim olamaz diyenler var. Tarihe objektif yaklaşanların sayısı ise oldukça az. Hatta şöyle bir genelleme bile yapılabilir. Bizde tarih merakı var zaten tarih merakı olmasa bu diziler bu kadar izlenip takip edilmez. Fakat tarih şuuru dediğimiz hadiseye uzağız. Bu bilince sahip olmamız gerekmektedir. Mesela bugünkü konferansın gerçeği yansıtıp yansıtmadığını öğrenmemin yolu bir çok kaynaktan yararlanmak olmalıdır. İsmail Hamdi Danişment, İsmail Hakkı Uzunçarşılıyı okumaktır. Kanuni dönemi ile ilgili en tahsilatlı eseri kaleme almış olan yaşar Yücel hocayı okumaktır.
Gününüzde Kanuni sultan Süleyman dönemini anlatan diziler var. Ben bu dizilere genç arkadaşlarımız gibi reaksiyon göstermiyorum. Belki benim şimdi söyleyeceklerimi yadırgayacaksınız. Eğer siz muhafazakar olarak estetik dünyadan habersiz iseniz, eğer iyi müzik adamlarınızı, iyi tiyatrocular yetiştirememişseniz bu alanı mutlaka birileri dolduracaktır. Yasaklarla veya bu işi protesto etmekle çözemezsiniz. Ondan daha kaliteli prodüksiyonla daha fazla emek harcayarak ve insanların onu seyretmesini sağlayacaksınız.
Eğer bizler köklerimize inebilsek, medeniyetimize doğru bir yolculuk yapabilsek dediklerimizi başara biliriz. Tarihimizde bunların örnekleri var. Ondört makam bilen bir padişahımız var bizim, Abdülkadir Meragilerimiz var, Osman dedeleimiz var bizim. Niçin musikide zayıfız ? Musiki alanında da olduğu gibi hem sinema hem de tiyatro alanında güçlü olmamız gerekmektedir.
Dizilerden tarih öğrenilmez. Dizilerde ki sorumsuzluk şu ; gerçek şahsiyetlerden bunun gerçek tarihi şahsiyetlerden oluşmadığını bildirmeleri ve gerçek tarihi şahsiyetlerin isimlerini kullanmamaları lazım. Dzizilerin başlarında yazılan kurgu kelimesi bu dizileri aklamaz. Burada tüm tarihi şahsiyetleri bizzati isimleri ile kullanıyorsun. Sultan Süleyman, İbrahim Paşa, Rüstem Paşa, Hürrem Sultan gibi…Bunların karşılarına daha güçlü prodüksiyonla çıkarak yanlış anlatılan tarihi gerçekçi bir şekilde yansıtmak olmalıdır.
Kanuni Sultan Süleyman 30.eylül.1520 tarihinde Osmanlı tahtına geçen ve Osmanlının 10. Padişahıdır. Diğer padişahlara nasip olmayacak ortamda Osmanlı saltanatına kavuşmuştur. Kendinden önce ki sultan yani babası Yavuz Sultan Selim Han öğle bir ülke bıraktı ki ; hazine dolu vaziyette idi. Osmanlı topraklarının doğu sınırları güvenlik altına alındığı için Osmanlı toprakları daha huzurlu bir hale gelmişti. Kanuninin batıya yönelmesi bu hazırlık safası ile alakalıdır. Osmanlı kaynakları Sultan Süleymandan bahsederken ona kanuni derler. Bunun nedeni ise o zamana kadar hiçbir sultan bu kadar kapsamlı kanun yapmamasıdır. Bütün eyaletlerin, bütün sancakların tek tek düzenledi, oluşturdu.
Batılılar onun ihtişamına, büyüklüğüne, hakikaten meftundular, vurgundular. Ayrıca onun için kendisine magnetik yani büyük, muhteşem sıfatını uygun görüyorlardı. Hatta Kanunin son zamanlarında Grandtürk ifadesi de kullanılmıştır.
Kanuni Sultan Süleyman saltanat dönemi bizim tarihimizin en müstesna dönemlerinden biridir. Çünkü dünya değişim içerisindedir, dünya dönüşüm içerisindedir. Kanuninin karşısında geçmişe göre daha güçlü bir batı vardır. 1500 yılında keşfedilmiş bir Amerika var. Amerikanın ve Afrika nın değerlerinin süratle Avrupa ya nakli söz konusudur ve Avrupa eskisinden daha güçlü ve zengindir.
Osmanlı medeniyetinin önemli bir parçasında Kanuni Sultan Süleyman dönemi oluşturmaktadır. Bu dönemin içerisinde kanuni ile birlikte kimler vardı ve ne yapmak isteniyordu ? buna bir değinelim. Kanuni Sultan Süleyman tabiri caiz ise hem idari hemde askeri alanda bir deha idi. Onun zamanında devletin her kademesi kontrol altına alınmıştı. Yani Osmanlı devleti nin en küçük mertebede ki memurundan en yüksek mertebede ki memuruna kadar herkes üstüne düşün görevi yerine getiriyordu ve kimse kimsenin sahasına girmiyor karışmıyordu. Yetkilerin ve idari bölümlerin karışmaması çok önemlidir. Bu devlet olmanın gereğidir.
Medeniyet cihadını gönül birliği ile işleten kahraman adamlar bu dönemde yaşadılar. Kanuni’nin mükemmel kadrosunun üzerinde duracak olursak çok önemli insanlar var. Bunlardan birkaç tanesi amirallerinden; Barbaros Hayrettin Paşa, Turgut Reis, Aydın Reis.
Devlet adamları ve komutanları ise; İbrahim Paşa (pargalı), Vali Paşa, Kıbrıs Fatihi Mustafa Paşa, Lütfi Paşa. Bu dönemin şairleri ise; Fuzuli, Baki, Hayati, Zati. Hat ve resim sanatında ise; Matrakçı Nasuh efendi. Mimarlık alanında ise; Mimar Sinan, Koca Miner.
Alimler; Ebu Suud efendi ve Zembilli Ali efendi. İlim ve irfan alanında zamana damgasını vurmuş olan Kemalpaşazade, Taşköprülüzade de bu dönemde yaşamıştır. Tarih alanında ise; Gelibolulu Mustafa Ali ve Saadettin Efendi. Coğrafya alanına baktığımızda Piri reis ve Zeynel ali reisi görmekteyiz. Manevi liderler olarak ise; Merkez efendi, Yahya efendidir.
Kanuni bu birimlerin hepsini en iyi şekilde yönetmiştir. Kanuni’nin vefatından sonra bu birimlerin o kadar parlak olmadığını göre biliriz. Buda Kanuninin her yönü ile çok iyi bir yönetici olduğunu ispatlamaktadır.
Osmanlı Devleti Kanuni Sultan Süleyman döneminde batıda Belgard, Rodos, Boğdan ve Maceristanı egemenliği altına aldı. Doğuda ise Orta doğuyu egemenliği altına aldı. Osmanlı donanması ise Akdenizi egenliği altına alarak burayı trk glü haline getirdi. Babası yani Yavuz Sultan Selim Han dan devraldığı 6.500.000 km karelik devleti 15.000.000 km kareye kadar genişletti.
Muhibbi Mahlası ile şiir yazan Kanuni Sultan Süleyman’nın birde divanı vardır. Kanuni Sultan Süleyman’ın 2779 adet gazeli bulunmaktadır. Divan şairleri arasında en çok gazel yazan Zati nin bile ulaştığı gazel sayısı 1825’tir. Kanuni böylece divan edebiyatının gazel rekorunu kırmıştır.
Kanuni sultan Süleyman a isyan edince kovulan Şehzade beyazid af dilemek için şu nazmı yazmış aynı güzellikte Kanuni de cevap vermiştir.
Şehzade Beyazid:
“Ey seraser aleme Sultan Süleyman’ım baba
Tente canım, canımın içinde cananım baba,
Bayezid’ine kıyar mısın benim canım baba
Bigünahım, Hak bilür, devletlü sultanım baba.”
Kanuni Sultan Süleyman:
“Ey demadem mazhar-ı tuğyan-ı isyanım oğul
Takmıyan boynuna her giz tavk-ı fermanım oğul
Ben kıyar mıydım sana ey Bayezid Hanım oğul
Bi-günahım deme bari tevbe kıl canım oğul.”
Hasta olan hatta iki kişinin koluna girerek yürüttüğü padişah mayıs ayından ağustos ayına kadar kimi zaman at üzerinde kimi zaman at arabasında yatarak bu yolculuğu yapıyor. Kuşatmanın uzun sürmesi ve fethin gerçekleşmemesinden dolayı kanuni şu sözleri söylüyor. “Bu kale benim yüreğimi yakmıştır. Dilerim Hak’dan ateşlerde yana” ve fetih gerçekleştikten sonra kale yakılmıştır.
Kanuni Sultan Süleyman, 6.eylül.1566 tarihinde, Zivetgar’ı feth etmeden bir gün önce ölmüştür. Askerlerin morelleri bozulmasın diye Sokullu Mehmet Paşa, askerden padişahın ölümünü saklamıştır.
Zivetgar seferi Kanuninin yapmış olduğu 13.seferidir. Son on yıldır seferlere katılmıyordu yaşlılığından dolayı sadrazamlarını görevlendiriyordu. On yıl ardan sonra çıkılan bu sefer, Kanuni nin İslam alemi için çıktığı son sefer olmuştur.
Sokullu Mehmet paşa padişahın ölümünü ta 48 gün saklamıştır. Taki İkinci Selim Belgrad dan tahta çıkana kadar.
Bu kadar güzel bir hayat yaşamış ve bu kadar güzelde bir ölümle Cenab-ı Hak onu huzuruna kabul etmiş. Gerçekten şanlı ve şerefli bir ölüm olmuştur.
Evet Kanuni Sultan ve dönemi bu. ALLAH (c.c.) onların yolunda yürümeyi nasip etsin inşallah.